Sinema Dünyası´nda yer alan milletlerin sinema alanındaki faaliyetlerini bütün (izm)lerin dışında tutmak ve sadece sanat ile sanat faaliyetleri içindeki siyasi taktiklerin hakiki çehresini sunmak, başlıca vazifemiz olmalıydı ve biz de öyle yaptık. Yani: (Şu Nazi yapımıdır, bu komünist yapımıdır, diğeri de kapitalist yapımıdır) gibi şartlanmalara asla yer vermedik.
Türk okuyucusu, daha doğrusu Türk insanı, hemen hiçbir milletin veya ideolojinin doğrultusunda şartlandırılamaz. Türk insanı hangi sahada olursa olsun: Dünya milletlerini hakiki çehreleriyle görebilmeli, olduğu gibi tanıyabilme imkanı bulmalıdır. Aksi takdirde birtakım (izm)lerin girdabında döner durur. Sanat dünyası ise, ki en tehlikelisi sinema alanıdır; yeni nesilleri bir takım saplantılarla şartlandırabilme işleminde, en bakir ve en verimli olan bir sahadır.
Binaenaleyh, sinemayı her yönü ile halkımıza tanıtabilmek: Hangi aktör ve aktristin gerçek sanatçı, hangisinin şişirme bir balon ve hangi filmlerin ne gibi maksatların ürünü olduğunu gayet net bir şekilde kayda geçmek başlıca gayemiz olmuştur...
(Arka Kapak)