Evet, bol bol okuyarak, varlığımın, bir olasılık olduğumun kanıtlarını aradım. Kendimi nerede buldum bilir misiniz? Kaybolmuş, başka bir dünyada güzel ve doğru olduğumu nasıl öğrendim? Bir Yunanlının yazdıklarını okuyarak.
Güler misin ağlar mısın? Ben bir İtalyan askeriyim ve ataları benim gibilere gönüllerince sevmek hakkını tanıyan biricik halkı eziyorum.
De Bernieres, kitabında Yüzbaşı Corelli, Dr. Yannis, Pelagia ve Carlo gibi kendi kahramanlarını Hitler, Mussolini, Komünizm ve Faşizm gibi insanlık tarihinin kahramanları (!) ile buluşturuyor.
Yüzbaşı Corelli nin Mandolini duygusal ve neşeli, lirik ve öfkeli, trajik ve ironik, açıksözlü ve şaşırtıcı üslubuyla, yayımlandığı günden bu yana bir fenomen olmaya devam ediyor.
(Arka Kapak)
Yüzbaşı Corelli nin Mandolini Türk okuyucusuna hiç de uzak olmayan bir coğrafyadan, benzer özelliklere sahip bir kültürden, Yunan adası olan Kefalonya da yaşanan aşktan, aşklardan, savaştan, faşistlerden, komünistlerden, depremden söz eden bir roman. Roman hakkında bugüne dek pek çok değerlendirme yazısı ve yazarla yapılmış pek çok söyleşi çıktı yabancı kaynaklarda. Romanın yayımlandığı şu günlerden itibaren kitap Türkçede de değerlendirilecektir.
De Bernieres kitabıyla ilgili olarak şöyle diyor: Okuyucuya şunu bildirmek isterim ki, bu kitap savaş hakkında değildir. Aşk hakkında da değildir. Dostluk hakkında değildir. Bütün bunlar bence sıkıcı şeyler. Bu kitap balıklar ve balıkların savaşı nasıl anladığının tarihi üstünedir.
Virgül, Sayı:32
İtalyanların Almanlardan yediği tarihi kazığa kadar son derece keyifli, gençlik coşkularının olanca şiirselliğiyle ilerleyen Plagia- Corelli aşkı, Yüzbaşı Corelli nin Nazi kıyımından canını kurtarmak için Kefalonya yı terketmesiyle önce hüzün, sene 1993 e geldiğindeyse tam bir trajediye dönüşüyor ama; şiir, yani aşk, yani barış ya da en kestirmeden söyleşiyle hayat, Louis de Bernieres nin, asla vazgeçemeyeceği tek tutkusu olmaktan da öte en sarsılmaz inancı... ve faşizme de, o inançla nanik yapıyor zaten; Mussolini yi birkaç, Hitler i tek satırda harcayan şu satırları saymazsak: Kendinden başka herkesin sarışın olmasını isteyen kara saçlı bir megaloman olarak tarif edip de kara mizahın en zehirli oklarıyla vurduğu Hitler in tersine, Mussolini nin tarifinde bu türden inceliklere bile gönlü elvermiyor Louis de Bernieres nin: Çocukluğunda aptal sanılmıştı ama sonraları durmak bilmeyen bir boşboğaz, bir geveze ve Alpler de otlayan bütün inekleri bastıran bir büyükbaş olduğunu kanıtladı. (...) Arist, Kant, Aquinas, Dante, Michalengelo, Washington ve Bonaparte tan daha büyük olduğunu ilan etmişti. (...) Bütün büyük keşiflerin İtalyanlar tarafından yapıldığını, Shakespeare in bir İtalyan şairinin takma adı olduğunu ileri süren akademi üyelerine ihsanlarda bulunmuştu. (...) Hitler e acınacak soytarı , seks manyağı , hain ve güvenilmez sıfatlarını yakıştırdı ama bu adamın emir kulu oldu.
Bedirhan Toprak, Haftanın Kitabı, Radikal Gazetesi, Cumartesi Eki, 29.07.2000