Binmeyeceğim o otobüse. Burada, bu masada oturacağım ve bir çay daha söyleyeceğim kendime. Koyu bir çay, uyanık kalmak istiyorum. Bana şüpheyle bakan garsona Otur da iki çift laf edelim yahu, diyeceğim. Dolu dolu Yahu! diyeceğim. Sabah olduğunda, canım nereye gitmek isterse o yöne giden bir otobüse bineceğim. Ben geldim sahil kasabası, ben geldim ormanlar, ben geldim hiç tanımadığım şehir, ben geldim Candan, ben geldim baba...
Yekta Kopan, kısacık bir zaman dilimi içinde bilinçaltımızdan akıp geçen, geniş ufuklara açılan, pek çok anıyı, yaşanmış ya da yaşanmamış anları içeren dünyalara sokuyor okurunu. İç içe geçen anlarla örülü, bir zaman kırılması içinde akan öykülerin tümünde bir vicdan muhasebesiyle karşı karşıya kalan öykü kahramanlarının yaşadığı çelişkiler, hiç de yabancısı olmadığımız duygular uyandırıyor içimizde; hepimizin er-geç varması gereken noktaya ulaştırıyor bizi. Belki de çözümün çözümsüzlük olduğunu hatırlatıyor.
Yedi Derste Vicdan Muhasebesi, Sait Faik Öykü Ödülü sahibi öykücünün üçüncü kitabı.