Soğuk Savaş yılları boyunca ve sonrasında ortaya atılan retorikler, Küba lideri Fidel Castro´nun çelişkili portrelerini çizmiştir. Castro, bazen katıksız bir idealist, bazen de acımasız bir diktatör olarak anlatılır. Ne var ki, devrimci liderin hayatının en içten ve en tarafsız şekilde anlatıldığı bu biyografi yukarıdaki iki varsayımın da yanlış olduğunu kanıtlıyor.
1990´lı yılların ilk yarısında Küba´ya İngiliz Büyükelçisi olarak atanan Leycester Coltman, Castro ile bir yabancının kurabileceği sınırlar içinde olsa da dostluk kurabilmiştir. Coltman sık sık haberleştiği ve görüştüğü Castro´nun kamuoyu önündeki ve özel anlarındaki davranışlarına şahit olmuş; benzersiz bir konumdan onu inceleme imkânı bulmuştur. Coltman, bu kitapta, yarım asırdır sevilen, hayranlık duyulan, korkulan ve nefret edilen ama belki de hiç anlaşılamayan bir adamın hikayesini anlatıyor.
Coltman, Castro´nun olağanüstü hayatını gözler önüne seriyor. Bu kitap bir asinin bir ulusun liderine, bir askerin bir diplomata dönüşmesine ve özellikle Sovyetler Birliği´nin çöküş dönemine ve hemen ardından yaşananlara özel bir hassasiyet göstererek bir milliyetçinin komünist oluşuna tanıklık ediyor. Castro´nun ruh hallerini, taktiklerini ve motivasyonlarını gözlemleyip, bunları, Küba´daki kaynaklarından ve İngiliz Dışişleri Bakanlığı arşivlerinden aldığı bilgilerle harmanlayan Coltman, halen uluslararası arenada kilit bir rol üstlenen bir aktörün arkasındaki çelişkilerle dolu karmaşık insanı anlatıyor.