Bütün canlılarda ortak olan doğal ve evrensel yaşama ve ölüm içgüdüsü vardır. Canlının varlığını sürdürmesi, yaşama içgüdüsünden kaynaklanan davranışlarla ölüm işgüdüsünden kaynaklanan her türlü engeli ve zorluğu aşmasına bağlıdır. Başka bir deyişle, canlının yaşamı, yaşama içgüdüsünün ölüm içgüdüsüne karşı kazandığı zaferdir.
Tamamlanmamış bir daire olan hilâl İslam dininde dirilişinin, öteki dünyadaki yaşamın simgesidir. Daire tam kapanmak üzereyken aralık kalmıştır. İnsan tanrısal takdirin mükemmelliği içine hapsolmuş değildir. Hilalin aralık kaldığı yerde sonsuz, sınırsız biraçıklık vardır. Başka bir deyişle, ölüm insanın üzerine kapanırken, önünde yeni, sonsuz bir boyut açılmaktadır.
Hayat Ansiklopedisi doğuştan gelen ve yaşama içgüdüsüne bağlı olan davranışların deposudur. Bu genetik bilgi bin sayfalık bin ciltlik ansiklopedinin içerdiği bilgiye eşdeğerdir. İnsanın sonradan öğrenmeyle kazandığı bilgileri içeren Beyin Ansiklopedisi bin sayfalık on milyon cilt oluşturur. İki ansiklopedi arasında doğru ve gerçekçi bir bağlantı kurulursa, yaşamı sürdürecek yapıcı ve yaratıcı davranışlar üretilebilir. Aradaki bağlantı ve iletişimin azalması, bozulması durumundaysa ölüm içgüdüsü etkinlik kazanır.