Bazı romancılar eserlerine Ben bu notları rastlantı sonucu, bir çekmecede buldum... gibi sözlerle başlamayı sever. Ama, elinizdeki kitap gerçekten de böyle bulunmuş bir eser. Bu nedenle kapağında ünlü bir romancı adına rastlamıyoruz, oysa roman başlıbaşına, bir ismi dünyaya tanıtmaya yetecek güçte. Eserin bulunan tek kopyası üzerine iliştirilmiş bir pusulada, büyük olasılıkla takma olan Manuel Tiago adı okunmuş vaktiyle. Bu olayda bir sır gizlendiği kesin, Portekiz´de Salazar diktatörlüğüne karşı savaşan gizli komünist partinin sırrı bu.
Kitapta, Portekiz Komünist Partisi´nin bir yerel örgütüne bağlı köylü militanlar, derin anlamlı sözleriyle partinin o günkü mücadelesinin acil sorunlarını ve geleceğini tartışıyor; roman, partililerin özgürlük savaşını, yeraltı yaşamını, kitlelerle bağlarını, yenilen genel grev yüzünden ağır bir darbe yiyen örgütün iyimserliğini ve geleceğe güvenini hiç yitirmeden toparlanışını, hem öğretici ve düşündürücü, hem de duygulandırıcı ve etkileyici biçimde yansıtıyor. Partinin, somut durumların somut analizini zamanında yapıp doğru kararlara varmazsa kitlelerin öncüsü olmaktan çıkıp geride kalacağı gerçeğini, kendi deyişleriyle Eğer parti sözünü vaktinde söylemezse, işçi sınıfı onun önüne geçmiş olacaktır, biçiminde dile getiriyor romanın kahramanları.
Kitabı okurken, Fidel Castro´nun şu güzel sözlerini hatırlıyoruz: Bir tür kahramanlığa karşı büyük hayranlık duyuyorum: Sessiz kahramanlık, adsız kahramanlık, sessiz erdem, adsız erdem.
(8 Ekim 1987 tarihli konuşmasından.)
Portekiz gizli komünist partisinin adsız kahramanları, yüce erdemleriyle böylesine bir hayranlığa hak kazanıyor.