Benim şiir yazmam uzun beklemelerin sonucudur. Odamda, sokakta, yatakta, kahvede boyuna beklerim. Bir şeylerin geleceğini, bir şeylerin boğazıma sarılarak dışlanmak isteyeceğini, bilerek beklerim.
Bu, kimi, zaman, şıpşak boy gösterir. Kimi zaman da beni haftalraca, aylarca tetikte tutar.
Ama, kısa zamanda peçesini açan şiire de hemen yaklaşmam. Onu bir kağıdın üzerinde saptadıktan sonra yine beklerim. Böylece, o yerden bitme coşkuların beni yanıltmasından - bunlar yüzde yüz insanı yanıltır - kendimi korumuş olurum.
Bu beklenmeler içinde, şiir bir an için görünür olsa da, yine tezliğe kapılmam. Onun bütünüyle bana kendini vereceği anı kollarım. Nedir?Bu bir anlık görünüşü saptamaktan da geri kalmam. Şiirin sonraki evreleri sırasında işin ustaca kotarılmasına destek olacaktır bu.
Şiir bütünüyle ortalarda gezinmeye başladıktan sonra da işi bitmiş saymam. Onu yeniden, daha sonraki günlerdeki duygularımla, düşüncelerimle elden geçirmek üzere bir yana bırakırım. Şiir bu mayalanma süresinde de varlığını korursa, o artık benim beklediğim şey demektir. Onu sağından,solundan çekerek okurların karşısına çıkacak kılığa sokarım.
- Salah Birsel