Osmanlı coğrafyasında konar-göçerlik, yerleşik hayata karşı bir tepki değil, iktisadi bir tercih idi. Devlet her zaman konar-göçerleri yerleşik hayata geçirmek için zorlamadı. Aksine çoğu zaman onların varlıklarının ve iktisadi faaliyetlerinin devamı için tedbirler aldı. Türkmenler ise kalabalık nüfusları, büyük koyun ve deve sürüleri ile uzun yaylak ve kışlak güzergahları arasında meşakkatli bir hayatı devam ettirdiler. Ekinleri ve bostanları hayvanlarına yedirdikleri için köylülerle, fazla vergi talep edildiği için tahsildarlarla çatıştılar. Bazen kendiliğinden yerleşik hayata geçtiler bazen de yanlış iskan politikaları sonucu iktisadi güçlerini bütünüyle kaybettiler. Ancak, sanıldığının aksine, devlete karşı çoğu zaman uzlaşmacı ve itaatkar bir yol takip ettiler.