Murat Kapkıner uzunca bir aradan, Güz İnsanları ve Karanlıktakiler den sonra, bu üçüncü yapıtıyla dönüyor anlatı evrenine. Gerçeküstü ve gerçek. Bu iki olgunun ortasında, yaşamın hakikat boyutlarını ıskamadan, masalsı bir tarzda kendini ören yapıt, Alphonso Lingis in deyimiyle ortak birşeyleri olmayanların ortaklığı zemininde kuruluyor: Yaşlı Şeyh, Bayan Adelgard, Savaşçı Osman Bilge İdris, Taşralı Hasan ve Genç Mülteciler... Bu farklı insan evrenlerinin kesişme noktalarını zamanın, mekanın, tarihlerin belirsizleştiği muğlak bir fonda anlatan roman ayrıca dil ustalığıyla da dikkat çekici. Yapıt, varolmanın imkanları, yazgı ve özgürlük üzerine yoğunlaşması bakımından felsefi roman kategorisine girmekle beraber, kuru ve yavan kavramsal kurgularda, bilgiçce öğüt veren sıkıcı diyaloglarda tüketmiyor kendini. Wesirfinger Pastanesi yazarın diğer romanlarıyla birlikte okunduğunda, romancının değişmeyen ama gelişen uslubu, insan varoluşunun trajik doğasının ironik anlatımı ve romanlararası felsefi süreklilik daha derinden görülebilecektir.