Sekiz-dokuzu arka taraftaki yeşil çuha örtülü masada toplanmıştı. Yukardan sarkıtılmış lamba iskambil oynayan beş kişiyi aydınlatıyordu. Diğerleri masanın çevresinde dikilmiş, birbirlerine laf çakıyorlardı. Seyredenlerden biri de babamdı. Huysu, mendebur, buruk bir sigorta emeklileri grubu; gergin, hırlayıp duran kötü niyetli ihtiyar hergeleler; buruktular ama acımasız zekalarının, bozuk ağızlarının ve paylaştıkları dostluğun deneyiminin derinliğinden konuşan yaşlı bilgeler yoktu. Zamanın tükenmesini beklerken vakit öldüren sıradan yaşlı insanlar sadece. Babam da onlardan biriydi. Şok etkisi yaptı bende bunu hissetmek. Kendi türlerinin arasında görünceye kadar öyle algılamamıştım onu. Etrafındakilerden de yaşlı göründü gözüme birden.