İyi bir tüketici olun; metin yazarlarına inanın; alışkanlıklarınızdan vazgeçmeyin; fazla düşünmeyin; çevrecilere inanmayın: İşte geleceğin dünyası...
Mitchell Courtenay yıldız sınıfı bir metin yazarıydı. Reklamcılığın dünyanın kaderini çizdiği bir toplum düzeninde bu çok önemli bir konum sayılır. Ancak Courtenay´nin şansı döndü bir gün: Şirket içi iktidar çekişmeleri onu önce o aşağılık tüketiciler sınıfının içine, ardından da düzen düşmanı, çevre korumacı Dokmuzların arasına düşürdü. Courtenay o güne kadar yukarıdan aşağıya tanıdığı toplumu bu kez de aşağıdan yukarıya öğrenmeye başladı. Bu yeni deneyimin sonunda Courtenay, tıklım tıklım dolu ve doğal kaynakları tükenmeye başlamış bir dünyada tek kurtuluşun yeni bir gezegene, Venüs´e açılmak olduğunu keşfedecekti.
Tidy Mathis adında bir kızla tanıştıracağım seni. O, şair olduğunu bilmiyor; kendini patronu adına çalışan bir metin yazarı zannediyor. Sakın onu bu duruma uyandırayım deme. Mutsuz olabilir. Reklamcılığın doğuşundan önce olsaydı Keats´e benzer şeyler yazardı herhalde. Aradaki bağlantı çok açık. Reklamcılık yükselmeye başlayınca lirik şiir inişe geçti. Duygulandıran, harekete geçirip şarkı söylettiren kelimeleri bir araya getirebilme becerisine sahip o kadar çok insan türedi ki. Bu beceriyi reklamcılıkta kullanarak bol bol para kazanmak mümkün olunca lirik şiir çapulculara kaldı; bunlar da dikkat çekmek için yırtınmak, eksantriklik yapıp rekabet etmek zorundaydı.