Norbert Elias´ın başyapıtı Uygarlık Süreci, insanbilimleri literatürünün, onun ötesinde modern düşüncenin öncü ve kalıcı ürünlerinden biriidir. Bu eserdeki zengin analiz, toplumsal yapıların ve kişilik yapılarının uzun dönemli değişimlerine ışık tutmaya çalışarak, sosyolojini, onunla beraber (sosyal) psikolojinin ufkunu genişletir. Elias´ın gayreti, toplumsal değişimin, -neredeyse metafizik nitelikli- otomatik evrim/ilerleme tasarımlarına sığmayan, sahiden karmaşık ve sahiden uzun erimli bir macera olduğunu anlatmaktır. Onu iyimser-idealist ve Batı-merkezci bulanlar dahil, modernleşme süreciyle ilgili analizlere yeni bir bakış açısı -ve yeni bir malzeme- kazandırmıştır. Elias Uygarlık Süreci´nin ilk cildinde, uygarlık ve kültür kavramlarının sosyal anlamlarının tarihsel oluşumunu inceler. Sözkonusu sosyo-oluşumun önemli veçhelerinden biri uygarlık-kültür karşıtlıı ve bu karşıtlığın aşılmasıdır. Ardından, insan davranışlarının özel bir değişim biçimi olarak uygarlığı ele alır. Gündelik davranışları, adab-ı muaşeretin, doğal ihtiyaçlarla ilgili tavırların, değer ölçülerinin değişimine bakar... Duygu denetim modelleri ve standartları ile, utanma ve sıkılma sınırlarındaki gelişmeyi gözler. Bu süreçte özelikle özdenetimin bir uygarlık ölçütü olarak nasıl önem kazandığını gösterir.
(Arka Kapak)