Gazetecilik nasıl yapılıyor; iletişim süreci nasıl işliyor? L. Doğan Tılıç, bu sürecin asli faillerinden olan gazetecileri sorgulayarak bu soruların cevabını arıyor. Gazeteciliğin görünmeyen yüzünü paparazzi bakışıyla teşhir eden bir gazeteci kitabı değil elinizdeki... Medya kuramlarından birisinin uyarlamasını yapan akademik bir saha çalışmasının ufkunu da aşıyor. Gazeteciliğin gerçek hayatta nasıl icra olunduğunu, yine gazetecilerin kendi işlerine bakışları üzerinden tasvir ederken, iletişim sürecinin önemli bir bileşenini çözümlemiş oluyor. Böylelikle, medyanın işleyişine dair bakışımızı netleştirmemize ciddi bir katkıda bulunuyor. Tılıç´ın savına göre, gazeteciler içinde oldukları utanılası duruma karşın gene de medya sürecinin demokratikleşmeye en açık halkasını oluşturuyorlar. Utanıyorum Ama Gazeteciyim çok önemli bir başka cephesi var: Konuyu, Türk ve Yunan basını ve gazetecileri örneğinde inceliyor. İki ülkenin basınında sahiplik yapısını, meslek anlayışını kıyaslıyor... Ve tabii resmi ideolojiye ve milliyetçiliğe tutkunluklarını... Kitap, Türk-Yunan ilişkilerine getirdiği bakış açısı ile de, bu kronik sorunla ilgili zengin veriler sağlıyor.
(Arka Kapak)