Bir kurbağa sürüsü ormanda gezinirken, içlerinden ikisi bir çukura düştü. Diğer kurbağalar çukurun etrafında toplandılar. Çukur oldukça derindi.
Yukarıdaki kurbağalardan birisi üzüntülü bir sesle aşağıdakilere seslendi:
Dostlarım hiç boşuna uğraşmayın, kendinizi yormayın! Bu çukurdan çıkmanıza imkân yok!
Bir başkası yine hüzünle söze karıştı:
Bu çukur çok derin. Bir kurbağanın buradan çıkması mümkün değil!
Ancak çukurdaki kurbağalar, onların söylediklerine hiç kulak asmıyorlar, bütün gayretleriyle zıplamaya ve çukurdan kurtulmaya çalışıyorlardı.
Yukarıdakiler ise, onların gereksiz yere çaba sarfettiklerini ve bir an önce ölmelerinin tek kurtuluş yo-lu olduğunu söylüyorlardı.
Sonunda kurbağalardan biri, söylenenlerden etkilendi ve mücadele etmeyi bıraktı. Zıplayıp durmaktan vazgeçip, çukurun bir köşesine çekilerek ölümünü beklemeye başladı.
Öteki kurbağa ise, mücadelesine devam ediyordu. Yukarıdakiler onun da kurtulma ümidinden vazgeçmesini ve zıplamayı kesip, bir köşede oturması gerektiğini söylüyorlardı.
Ama tam bu sırada o kurbağa, son bir hamle yaptı ve o ana kadar zıplayamadığı kadar yükseğe zıplayarak çukurdan çıkmayı başardı.
Çünkü o kurbağa sağırdı ve çukurun etrafında toplanan arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerini hiç duymamıştı.
Bu dizideki öyküler, aslında bir insanlık mirasıdır. Doğu´da Batı´da, geçmişte veya günümüzde yaşamış insanların bazen bizzat kendi hayatlarından, bazen de düşünce ve hayal dünyalarından çıkıp gelen bu öyküler, insanların dünyalarına dair paha biçilmez bir tecrübe ve deneyimler manzumesidir. Keyifle okuyacak, faydalanacak ve çok seveceksiniz...