Saat dokuzu birkaç dakika geçe Bloomingdale´s alışveriş torbamı yüklenip kapıdan çıkarken, yüzü bir atı andıran uzun boylu sarışın bir adamla karşılaştım. Elinde pek işe yaramayacak kadar ince görünen bir evrak çantası vardı. Bir model gibi diyebilirsiniz. Paltosu o yeni kareli modellerden biriydi ve benimkinden biraz daha uzun saçları tek tek kesilmişti.
´Yine karşılaştık´ dedim ki, bu yalanın sunturlusuydu. ´Sonunda iyi bir gün oldu işte.´
arasıra üç beş sözcük konuşan komşulardan olduğumuza inanmaya hazır olarak gülümsedi. ´Bu akşam biraz serince ama´ dedi...