Harflere sığmayan bir kozmos sarhoşluğunu tattırma cinnetine tutulmamış kalem, kağıt üstünde Yenicami daktilosunun dilekçesi kadar bile iz bırakmaz...
Demekten kurtulma özgürlüğündeki çeşni, uyku derinliklerindeki bir düş uçurtmasıdır. Uçurtmanın süzülüşü... Uçurtmayı süzülüşten çıkarıp atın... Süzülüş tek başına kalsın... Uçurtması olmayan bir süzülüş, bir uyku derinliğindeki düşte... Soyut bir süzülüş...
Sonra bu soyuttan fışkıran; muzip bir zekayla, engin bir bilgi birikiminin imbiğinden geçmiş iğneli şakalar ve kreşendolaşan somut kahkahalar...
Uçuk böyle bir kitap...
Usta kalem Çetin Altan´ın yaklaşılmamış konuları, sakızlaşmış konuların yanında çeşnili bir harmanlamayla ayağa kaldırdığı bir yazı demeti...
Onun elli iki yıldır sevgiyle, özveriyle, özenle tüm engellemelere ve önyargılara karşın yarattığı akıl ve gönül bahçesinden ondan izinsiz derlenmiş bir demet...
Bu neşeli, uçuk, ele avuca gelmeyen, delice demeti şimdi sahibine geri veriyoruz, nice mutlu yaşlar dileyerek...
(Arka Kapak)