II. Meşrutiyet´in ilanından dört yıl önce;
Üç Tarzı Siyaset adlı denemesiyle, o dönemin iyi yönetiminin muhtemel şekillerini şu şekilde belirlemiştir. Osmanlılık, Türklük, İslâmlık.
Devlete üç farklı bağlılık ilkesi şeklinde ifadelendirilmesi de mümkün olan bu denemenin Ziya Gökalp´in Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak ile Türkçülüğün Esasları isimli eserlerinden mülhem olduğu iddialarını da hatırlarsak, Yeni Türkiye Cumhuriyeti´nin resmi politikasının belirlenmesindeki önemi de ortaya çıkar.
Üç Tarzı Siyaseti iyi tahlil ettiğimiz zaman Türkiye´de tartışılan kavramlar etrafında nasıl bir kısır döngü oluşturulduğunu ve zihinlerimizin uzun süreden beri nasıl kilitlendiğini daha rahat gözlemleyebiliriz.
Osmanlı deneyimini yeniden okuyarak Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı, hem artık Türkiyeli bir Türk, Türkiyeli bir Kürd, Türkiyeli bir Çerkez, hem de Türkiyeli bir Musevi, Türkiyeli bir Rum, Türkiyeli bir Ermeni olduğunu söylemenin getirdiği bir düşünsel rahatlığa ulaşabiliriz. Geçmişte bunu yapmış olmamız, bugün de yapabileceğimiz göstergesidir.
(Arka Kapak)