Uluslar arasında ilişkiler başlayınca ortak bir iletişim diline gerek duyulmuş, böylece yabancı dil öğrenimi başlamıştır. Eğitim ve öğretim niteliğini yalnızca yönetimin ihtiyaçlarının belirlediği dönemlerde, bu öğrenim dar kapsamlı tutulmuş, ama yabancı bir dille eğitim-öğretim zamanla kurumlaşmıştır. Türkler açısından çok uzun süren bu dönemde anadil Türkçe gereğince işlenememiş, yabancı dile bağımlılık giderek artmıştır. Geçirilen türlü evrelerden sonra bugün artık yabancı dil öğretimi çekici bir iş ve karlı bir yatırım alanı olmuştur. Bu kitapta Türklerin artan siyasal, ekonomik, ticari,... ve kültürel ilişkilerine bağlı olarak anadil ile yabancı diller arasında süregelen devlet, yönetim edilgen tutumunun olumlu, olumsuz yanları verilmektedir. Bunların gerek bireysel gerekse toplumsal yaşamı ve eğitimi nasıl etkiledği, bugün nasıl bir düzenlemeye gidilebileceği tarihsel ve sayısal veriler sunularak anlatılmaktadır.