Çok boyutlu, muhtelif kaynaklı sorunları bulunan ulusal eğitim sistemimizin kurbanlarından biri de tarihtir. Çekinmeden itiraf edilmeli ki, tarih ya da genel olarak beşeri ve sosyal bilimler, çoğumuzun gözünde sıkıcı, maddi veya manevi bir getirisi olmayan, geçilmesi zorunlu sınavlar silsilesi için ezberlenen, sınavdan çıkıldığının erteki günü de unutulmaya yüz tutan bir bilgi türüdür. Bu kitap, bir yandan farklı pencerelerden bakarak Türkiye´de bugün tarihçiliğin ne durumda olduğuna dair toplu bir bakış vermeye çalışıyor; diğer yandan gerek alanın uzmanlarının, gerekse alanın uzmanlarının, gerekse genel okuyucunun tarih algılamalarına kimi eleştiriler getirerek başka şekillerde de tarih yazmanın, okumanın mümkün olduğunu savlıyor.
Ümit edilen; profesyonel tarihçi olsun olmasın daha fazla sayıda insanın, daha nitelikli düzeyde böyle konulara eğilmesi, bunların üstüne kafa yorup fikir üretmesidir.