Bu kitapta Türkçede çatı olgusu ele alınıyor. Sözün düzenlenişinde, olaya katılanların tümceye girişi ile, metin oluşturulurken özne, nesne işlevli öğelerin tümceden nasıl çıkarıldığı inceleniyor, bu konudaki görüşler tartışılıyor.
Söz üretiminde, olaya her katılan, ayrı bir biçimde yükleme bağlanır. Adlar, eyleme katılırken uygun durumu (eki) seçer. Edimsel katılım ile bilgileme açısından söze giriş-çıkışları ise, yüklem gösterir. Eylemin sözlük anlamına bağlı öğe girişi, özneyi ötekilerden ayırır. Yeni öğe girişi, ettirgen adı verilen eklerle belirtilir. Özne ve nesnenin sözden çıkışı ise, gizil eklerle gösterilir. Her iki tür biçimlenme de, tümcedeki bilgi dağılımı ile ilgilidir.
Yeni-bilgilemede olaya katılan ya da konumlayıcı her ne varsa, eksiksiz olarak metin içine girer. Ancak olayın akışında kimi bilinenler sözden çıkarılır. Gerek öge-ekleme, gerekse öğe-dışlama, metin güdümlü sözel işlemlerdir. Kullanılan ekler, işlevsel ayrımları koruyarak öğeleri izler. Her işlemin gerektirdiği öteki biçimsel değişiklikler de yapılır.
Türkçe öğretiminde sözcük seçimi kadar bilgi akışını düzenlemek de önemlidir. Bu bağlamda çatısal işlemler ile metin ilişkisi çok iyi öğrenilmelidir. Bu özellikler anlaşılmaksızın Türkçede amaca uyan metin üretilemeyeceği, sözel anlatımın gereğince öğretilemeyeceği kuşkusuzdur.
(Arka Kapak)