1890-1891 yıllarında, Mehmed Murad tarafından kaleme alınan Turfanda Mı Yoksa Turfa Mı? adlı roman, yazarın diliyle milli bir romandır. Romanın adındaki Turfanda (yeni) ve Turfa (tuhaf) kelimelerinin de özellikle kullanıldığına işaret eden yazar, roman kahramanlarından Mansur, Zehra, Fatma, Mehmet ve Ahmet Şunudi´nin zamanın yeni mahsülleri sıfatıyla ileride benzerlerinin çoğalacağı ilk örnekler mi yoksa kimsenin beğenmeyeceği tuhaf cemiyet düşkünleri yani turfaları mı oldukları konusunu okuyuculara sorduğunu vurgular. Bizde ilk otobiyografik romanın örneği olarak nitelendirilebilecek olan eseri, olması gereken ise, romanın kahramanı Mansur´un idealleridir.
Yazarlık ve ediplik iddiasında olmadığı ısrarla vurgulayan Mehmed Murad, gerçekten ´milli roman´ tavsiyesine layık bir eseri okuyucuların dikkatine sunmak düşüncesiyle romanı yazmaya başladığını ifade eder.
İçinde yaşamakla övündüğümüz çağda her şey alabildiğine gelişirken ahlaki erdemleri ele alıp işleyen, bunların fert ve toplum üzerindeki olumlu etkilerini dile getiren milli, edebi romanların yazılmamış olmasını dikkat çekici bulan yazar, bu alanda gücü oranında, karınca kaderine bir görev ifa ettiğini söyler. Dolayısıyla Mehmed Murad, edebi eserle ilgili tenkitlerinde ısrarla savunduğu edebiyat-ı ahlakiye (ahlaki edebiyat) tezini bir romanla örneklemek ister.
(Önsöz´den)