Yaşantılarımızı hoş, doyumlu, refah içinde kılan nedenlere olan ilgi, tüm sosyal bilimlerin insanı açıklama uğraşlarında ana itici güçlerden biri. Bilinci, hazzı ve acıyı anlamlandırması ve çeşitli insani bağlamlardan elde edilen mutluluk tepkileri hedonistlerden bu yana açıklanmaya çalışılan yaşam deneyimlerden bu yana açıklanmaya çalışılan yaşam deneyimleri gibi görünmekte. Psikolojide, sosyolojide, ekonomide ve yönetim bilimlerinde bireyi, grubu, toplumu refah içinde hazlarla dolu kılmanın parametreleri çok yönlü olarak hep tartışıldı.
Kendini anlama ve anlamlandırmanın olası pek çok olumlu sonucu da içerdiği görülmekte. Kendimize, yaşantımıza, ilişkilerimize odaklanmanın merkezinde yer alan ´mutluluk´ ya da ´iyi olma´ doğayı ve evreni anlamaya varan bir çabanın ortaya çıkmasına da yol açmakta. Eldeki tüm ´iyi yaşam´ verileri önemli değerlendirme kaynakları iken, yaşamın biricikliği ve öznelliği, mutluluğun açıklanamayan yanlarını yeni bir uğraş alanı olarak karşımıza çıkarıyor.
Ünsal Yetim