Televizyon günlük yaşamın bir parçası. Artık yalnızca evde değil, çeşitli iş mekanlarında da gündüz ya da gece ayırt etmeksizin, izlemesek bile, televizyonun düğmesini açıp onun
bizi izlemesine izin veriyoruz.
Televizyon çoğumuz için izlenecek, eğlendirecek, bilgi verecek ya da eğitecek bir araç. Ama yalnızca bir araç. Bu aracın tüm bu beklentileri karşılayabilmesi için, birilerinin ona bu işlevleri yüklemesi, yaptırabilmesi gerek. İşte çoğumuz için izlenen bir araç olan televizyon kimilerimiz için de çalışılan, geniş yığınlara söylemek istediklerini duyurmaya yarayan bir araç. Yani bir iş...
Televizyon çalışanları da aslında birer televizyon izleyicisi... Hem kendi yaratımlarını, hem de meslektaşlarının ürünlerini onlar da eğlenerek, bilgi edinerek izleyen kişiler...
Ama olması gereken bu durum ne denli gerçekleşiyor. Yani televizyon çalışanları meslektaşlarının ürünlerini eğlenerek ya da bilgi edinerek izleyebiliyorlar mı? Çünkü özellikle Türkiye´de tecimsel televizyonların yayma başlamasından bugüne değin yayıncılığın gelişmesine, en yeni teknolojilerin kullanılmasına karşın yapımcılık alanında gerilemenin varlığından söz edebiliriz.
(Önsöz)