Uygarlık ufuklarında bir bulut var ki insan hayatının bir yöresini karartmakta, mutluluk çimenlerinin bu yörede yeşermesini engellemekte.
Bu kara bulut gözden geçirilmesi zamanı çoktan gelip geçmiş olan aile kurumudur.
Bugünkü biçimiyle buzullardan kaçıp mağaralara sığınan taş devri insanları için kuşkusu yararlı bir kurumdu.
Ne var ki fosilleşmekten kurtulan bu kurum insanları taş devri ilişkilerine zorlayagelmekte.
Bu kurum kadının kaderini erkeğin ayaklarına kösteklemekte, çocukların kaderini ana babalarının kaderi ile damgalamakta.
Artık yeter! Bu insanlık öncesi kurumun yeni yeni filizlenecek soyları duygu ve düşüncelerini fosilleştirmesine daha fazla göz yummayalım.
Onu mutluluğun savcılığı altında aklın yargısı önüne çıkaralım.