Henüz ellerini kullanmaya ve bu yolla dünyayı tanımaya, değiştirmeye, dolayısıyla kendini değiştirmeye doğru ilk adımlarını atmış olan insandan, gözünü uzayın derinliklerine dikmiş günümüz insanına kadar serüveniyle insanoğlu, hep, bilineni elde tutarak, bilinene yaslanarak bilinmeyeni, henüz gözle görülmeyeni tasarlamak, ona ulaşmak, bazan da onu yaratmak çabası içinde olmuştur. Günümüz dünyası ve toplumu milyonlarca yıl öncesinden bu denli farklı ise, bu, bildikeriyle, elindekilerle yetinmeyip daha ötesini, bilinmezi açınlama çabasının, zorunluluğunun, bir tek sözcükle insanın toplumsal etkinliğinin bir ürünüdür.
(Arka Kapak)