Gittikçe yüzeyselleşen, içeriğini yitiren ilişkilerin oluşturduğu günümüz yaşamında duyarsız, ikiyüzlü bir toplumsal anlayışın kıskaçları arasında sıkışan, ama yitirmekte olduğu sesinin peşine düşüp kendi ayak izlerini arayan, bu arayış sırasında bireysel zayıflıklarına ya da toplumsal yozlaşmaya teslim olmayan, kendini ve dünyayı yeniden yaratma cesaretini göstermeye çalışan, bu uğurda acı çeken gerçek insanın konudan konuya, ortamdan ortama sıçrayan öyküleri var Taraçada.
Burhan Günel bu yeni kitabındaki öykülerde, günümüz bireylerinin insan olma, insan kalma çabalarında sevgiye, aşka, dostluğa tutunuşlarını, dayanışmanın ve insani duyarlılığın hâlâ yok edilemediğini dile getiriyor. Bir yandan da insanın ve onu değerli kılan yaratıcı gücünün yok edilmek istendiğine değinen yazar, küresel kirlenmenin, yozlaşmanın, çürümenin, eşyalaşmanın ve yabancılaşmanın kurak alanlarından geçiriyor okurunu; ama sonunda, umudun, direncin tüketilemeyeceğini sezdirip iyimserlik aşılıyor okuruna.