Yazarın nihai amacı anlaşılmaksa, katilin nihai arzusu da yakalamaktır. Ama her ikisi de keşfedilmeye karşı önlem alırlar - ya da yapılan işin iyi olması için almaları gerekir. Çünkü kolay keşfedilmek beceriksizlik, hiç keşfedilmemek ise başarısızlık anlamına gelir.
Roman ile gerçeklik arasında, bir yazarla bir katil arasındaki kadar güçlü bir benzerlik olabilir mi? Romanın içine hapsolmuş gibi görünen bir kahraman, roman bitince de yaşamaya devam edebilir mi?
Bir Cinayet Romanı´nda tanıştığımız matematik profesörü Emin Köklü, Sonuncu Sonbahar´da tekrar karşımıza çıkıyor ve bu kez kurgusal bir cinayetin değil, gerçek bir cinayetin izini sürmeye koyuluyor. Ancak gerçek cinayetlerin en az roman cinayetleri kadar karmaşık olabileceğini hesaba katmayarak içinden çıkılması zor bir maceranın tam ortasında buluyor kendini. Sonuncu Sonbahar, kurguyla gerçekliğin ustalıkla örüldüğü, bir solukta okunacak bir Pınar Kür romanı.