Her okuma sonuçta, söylemediği bir şeyi söyletir yapıta. Yapıt her koşulda namevcut bir gerçekliktir. Modernlistlerin kitap kavramına sarılmalarının önemli bir nedeniydi bu keşif... Ama ne değişti gerçekte, yapıt yerine bu defa kitap yüklendi temsili, bir şeylerin imasına yapı olarak soyunmakta. Kendi payıma bıkkınım bu ingirgenmeden ve onun yıpratılmış türevlerine umut bağlanmasından. Karşı Poetika, bu konudaki sıkıntımı bir ölçüde anlaşılır, kılacaktır, umuyorum. O metin benim yazma kaygımın yıllarla kazanılmış bilinci ve tam bir tekabüliyet ilişkisi gözetilmedikçe, en makul çerçevesidir. Auschwitz sonrası yazanların sorunu konumlanmalarla değil paradigmalarladır, bu inancımda en ufak bir gevşeme yok bugün de...