Dünya bir tek iletişim ağına bağlı ve her şey bu ağ üzerinde... İstisnasız her şey, ticaret, eğitim, yönetim, hatta aşk ve din bile bu ağda olup bitiyor. Ve netin kapılarını ellerinde tutanlar, gerçek iktidarı da ellerinde tutuyorlar. Nick Haflinger bu düzenin tekerine sokulmuş bir çomak; düzenle uzlaşmayı reddeden, ebedi bir kaçak olarak yaşamayı seçen bir bilgisayar dahisi. Düzen sonunda kendisini yakalamaya karar verince, Haflinger´in yapabileceği tek bir şey kalıyor: Durumu tersine çevirip av değil avcı olmak...
John Brunner kitabının başına şu teşekkürü koymuş:
Hepimizin ister istemez azledildiği o yabancı ülkenin, yani geleceğin çeşitli yönlerini kurgusal terimlerle tanımlamaya çalışan benim gibi insanlar, tahminlerimizi bir boşlukta yürütmeyiz. Hepimiz çoğunlukla ve bu örnekte ben özellikle yarının sınırsız olasılıklarını daha işlevsel bir amaçla araştıranlara çok şey borçluyuzdur... Bu amaçlardan biri de, çocuklarımıza bir gün bizimkinden daha fazla hayal gücü ve öngörüyle dolu bir dünya kalması gibi zayıf fakat güzel bir umut mesela.
Şok Dalgası Süvarisi´nin senaryosu (yeni moda bir klişe kullanayım) Alvin Toffler´in tahrik edici çalışması Gelecek Şoku´ndan esinlenmiştir, dolayısıyla ona teşekkür borçluyum. John Brunner