Küreselleşmenin yeni liberal formu karşısında alternatif siyasi yenilenme arayışları, 21. yüzyılda hızlanmaya başladı. Yerleşik siyasetin yarattığı tıkanma ve yabancılaşma, yeni arayışları tetikliyor. Mükemmel bir toplum özlemi belki bir ütopya ama insanların kendilerini özgürce gerçekleştirebildikleri, kamusal sorunların en aza indiği bir geçiş süreci pekala mümkün gibi gözüküyor. Halkı yönetmeye dayanan egemen siyaset anlayışı karşısında, kişilerin kendi kendine yönetmesi esasına dayanan alternatif bir siyaset yaklaşımı ve fikri Rönesans´a ihtiyaç bulunuyor. Neoliberal ve bürokratik siyaset anlayışları karşısında, bu kitap özgürlükçü ve eşitlikçi bir siyaset perspektifinin laiklik, iktisat, çokkimliklilik, AB gibi tartışma öbeklerinde ete kemiğe büründürme çalışmasıdır. Hiçbir şey zamanı gelmiş bir fikirden daha güçlü değildir...