Hem gerçekçi örgüsü ve kişileriyle bir dönem romanı olan özelliği taşıyan hem de doğa tasvirlerini gerilimle harmanlayarak kasaba ve kır ortamını romanın kahramanlarından biri haline getiren Sitem´de, Nihal Yeğinobalı okuru sevginin ve şehvetin çıkmaz sokaklarına sürüklüyor.
... En mutlu çocuklukların bile bir karabasan boyutu vardır: karanlık bir aynadaki yansıma gibi, diye benzeti yapılır çoğunlukla. Ya da fotoğraf negatifine benzetebilirsiz, hani o yıllarda Yeşilce´nin tek fotoğrafçısı Pertev´in, leğenindeki suyun içine bıraktığı o gizemli ve biraz da ürkütücü negatifler gibi, kara ten üzerinde bembeyaz dudaklar, bembeyaz gözlerle hem biz hem de bizden başkası olan suretler.
(...)
Bu da tıpkı öyle işte, alın size bir resim: bir kır manzarası, birkaç ev, birkaç bağ ve tarla, ağaçlar, kır yolları. Bakın bakalım, Latife Nisyan´ı bulabilecek misiniz burada? Bu resimde bir ayıt seddi var; gri yeşil yaprakları, mor salkım çiçekleriyle insan boyu çalılardan bir duvar; bir körkuyu, kuyunun başında meyveleri yenmeyen bir incir ağacı var, seçebilecek misiniz? Sitem var bu resimde, Tomurcuk Bey var, Eşber var, Eşber... bakın bakalım görebilecek misiniz?