Sınırlar savaşların başladığı yerlerdir. Ama aynı zamanda süreğen kültürel alışveriş mekânları olarak köprü işlevi de görürler. Uluslar ve devletler arasındaki göze görünmez ayırım hatlarını izerken, insanların nasıl düşündüğü ve neler yaptığını etkiler, hatta tanımlarlar. Fiziksel ve/veya psikolojik sınırlar olmasaydı, milliyetçilik olamazdı; bu önermenin tersi de doğrudur.
Oysa toplum bilimlerde sınırlar üzerine bütünsel çalışmaların sayısı, şaşırtıcı ölçüde azdır. Her ikisi de Belfast Queens Üniversitesi öğretim üyeleri olan Hastings Donnan ve Thomas M. VVilson´un elinizdeki yapıtı, bu boşluğu dolduran çalışmalardan biri. ABD-Meksika, Kuzey İrlanda, Filistin-İsrail, Türkiye-Suriye, İspanya, Fas vb. sınır bölgelerinden örneklerle, devlet hudutlarında kültür üzerine karşılaştırmalı bir bakış açısı sunuyor. Milliyetçiliğin tutum ve davranışları; yerel, ulusal ve uluslararası düzlemlerde nasıl biçimlendirdiğini anlama çabasıyla devletin, etnik kimliğin, ulusaşırılığın, sınır simge ve ayinlerinin rolünü inceliyor.
Sınırların kimlik ve kültürün inşası açısından önemi üzerine olan bu kitabın, antropoloji, sosyoloji, siyaset bilimi, milliyetçilik ve göç araştırmalarında önemli bir kaynak oluşturacağına inanıyoruz.