Sınıfların ortadan kaldırılması, eşitlikçi bir toplumsal değişimin temelinde olmak zorundadır. Sınıflar varken; sınıflar ve çeşitli sosyoekonomik gruplar arasındaki eşitsizlikleri azaltmak, standardize etmek olanaklı olabilir. Ancak standardizasyon hep kapitalizmin artı değer sömürüsü çerçevesinde kurulan ince ayar dengelerine tabi, bu nedenle de hep konjonktürel olacaktır. Bir başka deyişle sınıflar ortada duruyorken, sınıfsal eşitsizliklerin ortadan kaldırılması olanaklı olamayacaktır.
Bu, eşitsizliklerle ilgilenenleri ve eşitlikçi savaşımı iyiden iyiye sola çeker ve doğrudan sosyalizmi dayatır. Ya da şöyle de ifade edebiliriz: Eşitizliklerin daraltılmasını isteyenler en fazlasından sosyal yönleri öne çıkmış liberaller olabilirler. Eşitsizlikleri ortadan kaldırmak içinse tereddütsüz sosyalist olmak ve eşitlikçi toplum savaşımını doğrudan sosyalist politik perspektifle bütünleştirmek gerekir. Nasıl ki, sınıf ayrıcalıklarının ortadan kaldırılmasının talep edilmesi eşitsizlikleri yok edemezse; sosyalizme bağlanmamış bir sınıfsızlaşma ve eşitlik talebi de gerçekleşebilir olamaz. Dolayısıyla sağlıktaki eşitsizliklerle savaşım esasen genel politik savaşımın etkinlik alanı içine girer. Böylece, bu alanda yapılacak tercihlerin politik nitelik sergilemesi son derece olağandır.
Bütün bunlar doğrudan sağlıkla ilişkili disiplinlerin ilgi alanı içine girmeyen, ancak sağlığı çok önemli oranda etkileyen tercihlerdir. Bu nedenle sağlıktaki eşitsizlik olgusunun ele alınması, geleneksel anlamda politikaya özgü olarak tanımlanan ilgi alanının, sağlıkçılar ve sağlıktaki eşitsizliklerle ilgilenenlerce ihlal edilmesini gerektirir. Başka türlü savaşım stratejisi geliştirebilmek olanaklı değildir. Kısaca, sağlıktaki eşitsizliklerle savaşanlar, kelimenin gerçek anlamıyla politika yapmak zorundadırlar.
(Arka Kapak)