Yapı Kredi Bankasının kurucusu Kâzım Taşkent, hayatını kaybeden oğlu Doğan ın anısını yaşatmak için bir dergi yayımlar. Birçok çocuğun hayatında iz bırakan Doğan Kardeş dergisi böyle doğar. Yarım asra yakın bir zamandır çocukların dünyasında varolan Doğan Kardeş in yaşamöyküsünü okurken Suna Kan dan İdil Biret e, Coşkun Araldan Pınar Kür e, Talat Sait Halman dan Garo Mafyan a, kadar, günümüzün birçok ünlü isminin imzalarına rastlayacaksınız.
Tadımlık
Doğrusunu söylemek gerekirse, Doğan Kardeş benim küçüklüğümün dergisi değildi. Benim neslim başka dergilerin büyülerine kapıldı ama o, bizden önceki birkaç neslin unutulmaz arkadaşıydı. Hiç okumamış olsam da, onun varlığının bir zamanlar küçük çocukların dünyasında tartışılmaz bir taht kurduğunu biliyorum. Yetişkin biri olarak Doğan Kardeş ciltlerinin arasında dolaştığımda, o büyüye ben de kapıldım. Kırklı, ellili yıllar çok geride kalmıştı ama derginin hâlâ tartışılmaz bir çekiciliği vardı. Sanırım bunun sırrı samimiyetindeydi. Öylesine içten duygularla hazırlanmış bir çocuk dergisinin dünyasına girdim ki, varlığı bir dergi olmaktan öteye gitti, bir canlı kimliğiyle karşıma dikildi. Türkiye ile birlikte gelişen, değişen, duygulardan duygulara uçuşan bir canlı... Doğan Kardeş 1945 ile 1978 yılları arasında, otuz üç yıl boyunca, ülkenin yakın tarihine tuttuğu çocuksu büyüteçle beni öykülerden öykülere sürükledi. Bu büyütecin altında gördüklerime kimi zaman üzüldüm, kimi zaman sevindim, heyecanlandım, bazen de çok şaşırdım. Örneğin bir mektuba cevabında, küçük okuruna tavşan beslemesini öneren Doğan Kardeş, bunun gerekçeleri arasında tavşanın sevimli ve beslenmesi kolay olmasının yanı sıra etinin lezzetinden de bahsedebiliyordu! İlk okuduğumda bana bir kâbus gibi gelen bu cevap aslında 50li yıllardaki Türkiyenin portresini çiziyordu.