M.Ö. IX. yy`da, Homeros`un Truva`nın düşüşü üzerine Yunanistan`da destanlar yazdığı dönemde, güzel Semiramis Mezopotamya`da hüküm sürüyordu. Asurluların esiri bir prensesken, Asur kralının karısı olan bu sıradışı kraliçe, binlerce yıldır hayalleri süslemekten hiç vazgeçmedi...
Alain Paris, üç bin yıl önce rahipler, katipler ve hizmetkarlardan oluşan bir halkın bütün hayatını geçirdiği bir metropolün ve Babil`in göbeğine asma bahçeler yaptırmış bir kraliçenin öyküsünü, günlük biçiminde, Semiramis`in ağzından anlatıyor...
Yazının doğduğu, tarihin ilk şehir-devletlerinin kurulduğu, büyük bir uygarlık merkezi olan İki Nehrin Arasındaki Ülkede, varoluşlarının tek nedeni tanrılara hizmet etmek gibi görünen bu insanların dünyasını aşk, savaş ve ihanet dokuyordu...