André Lhote adıyla, çağdaş Türk sanatındaki modernleşme süreci arasında yakın bir bağlantı var. 1920'li yılların başında, Paris'te Montparnasse'da kendi adını taşıyan akademiyi kurmasından kısa bir süre sonra, Lhote'un öğrencileri arasına Türk ressamlardan da katılanlar olmuştu. Salt iyi bir sanat eğitimcisi olmasından kaynaklanmıyordu André Lhote'un ünü; aynı zamanda kübizmin kuramcısı olarak, verdiği konferanslar ve yazdığı kitaplarla, bu akımın, Cézanne sonrası dönemde yaygınlaşmasına, kimi kavramların anlaşılıp benimsenmesine yaptığı katkılarla da, sanat literatürünün önde gelen isimleri arasında yer almıştı. Ölümünden otuz yılı aşkın bir süre sonra da olsa, bu ünlü sanat düşünürünün görüşlerini, özgün yorumlarını içeren bir kitap dilimize kazandırılıyor.