Ayıplananla, yasaklananın cazibesine kapılmış zihnin kurduğu komik bir evrendir bu roman. Ankara da üç yetişkin, belki yapacak hiçbir şeyleri olmadığından, belki mutsuzluklarından, dünyayı sapkın başlar etrafında yeniden kurarlar. Bu düşünsel bir ileriye gitmedir ve kendilerine özgü aşırı düşünce tarzlarıyla her uygunsuz şey, başka bir uygunsuzlukla eşleştirilir. Kendilerini verdikleri oyun, soğuk ve cahil Ankara da sürüp giderken, dünyada bir araya gelmez olan şeyler bir araya getirilerek, zevkli ve sapkın bir alemin kapıları açılır.
Azgın oyunun içindeki yetişkinlerden ikisi, yeni boşandıkları için kavuştukları özgürlükleriyle sarhoş gibiyken, öteki yetişkin, zamkinoslar dediği çocukluk evinin eşyalarını kendi eliyle yok edecek kadar delidir. Aynı zamanda insanlara yüz vermeyen bir köpekçidir de bu bizim deli. Soğuk ve cahil başkent sokaklarıyla caddeleri bu köpeklerle katedilirken, alerjik sanat fabrikatörü ailelerinden sosyeteye, kır insanlarına, evliliklere ve edebiyata kadar her şey bu sapkın zihinden bol bol payını alır.
Edebiyatın da sakin sakin yapıldığına inanmaz yazar. Sonuçta kitap yazmanın imkânsızlığından, yaşamanın imkânsızlığına gelinir...