Paul, kendini bilimsel araştırmalara vermiş, çevresine karşı son derece duyarsız ve alaycı bir doktor. Çalıştığı ve bir yandan araştırmalarını sürdürdüğü hastanede, başhekiminden hemşiresine, doktorundan görevlisine kadar yayılmış bir kin ve kıskançlık karanlığı içinde yaşıyor...
Onun için önemli olan tek şey bilim, insanlara yararlı olmak bile ikinci planda kalıyor. Ta ki, Mary hastaneye gelene kadar.
Mary, ruhsal huzuru bulmuş, dengeli, sevgi dolu, içten bir kız. Kendini insanlığın maddi ve manevi kurtuluşuna adamış. Sabah yıldızı gibi aydınlık ve yol gösterici.
Bu kitapta bir aşk hikayesinin yanı sıra, manevi dünyalarını kaybetmiş insanlar bulacaksınız. Nefret ve kıskançlığı ne büyük acılara yol açtığını göreceksiniz.
Acaba Paul, sonunda aradığının bile farkında olmadığı huzuru bulacak mı, kendini öldürürcesine adadığı deneyleri bir sonuca ulaşacak mı, çevresini fark ettirmeden saran tuzaklardan kurtulabilecek mi?
Cronin`in en dramatik ve en derin eseri sayılan bu roman, aynı zamanda bir arayışın hikayesi. Son derece ustaca kurgulanmış roman, her sayfasında insanı bir çok soruyla karşı karşıya getiriyor, sürekli bir heyecan içinde bırakıyor.
Acaba bizim içimizdeki ruh bütünlendi mi, yoksa hala kayıp parçasını mı arıyor?
(Arka Kapak)