Sovyetler birliği`nden Rusya Federasyonu`na geçiş, Rus milli kimliğini yeni bir krizle karşı karşıya getirmiş durumda. Bugün Ruslar kimliklerini yeniden tanımlama arayışı içerisindedirler ve Rus azınlıklar sorunu da Rus kimliği probleminin en önemli boyutunu teşkil etmektedir. Sovyetler birliği dağıldıktan sonra yaklaşık 25 milyon Rus, kendisini bir anda azınlık konumunda, Diasporada buluverdi. Sovyetlerin mirası üstüne oturan Rusya federasyonu, bu bölgelerde yaşayan Rusları yakın çevredeki Ruslar` olarak tanımlıyor. Buna karşılık bu tanımlama milli güvenlik endişesinin had safhalara ulaştığı yeni ulus devletler için ciddi bir tedirginlik kaynağı. İmparatorluktan ulus-devlete doğru seyreden bu süreçte yaşananlar Rus milli kimliği açısından son derece travmatik dönüşümleri beraberinde getirdi. Bu dönüşümlerin boyutu Rus batılılaşması, Çarlık Rusyasının dağılması ya da Bolşevik ihtilali ile birlikte yaşanan dönüşümleri aratmayacak ölçüde. Bu eser, Sovyetlerin dağılmasının ardından gündeme gelen Rus azınlıklar sorununu enine boyuna tartışıyor. Bugüne kadar bu konuda yapılmış çalışmalar, meseleyi daha ziyade Rus dış politikası ile ilintisi çerçevesinde ele alıyorken, bu kitap meseleyi vatandaşlık ve kimlik problematikleri çerçevesinde değerlendiriyor bu anlamda Kazakistan, Ukrayna ve Baltık Devletleri arasında mukayeseli bir çözümleme yapıyor.