Yanyanayız.
Yalnız...
Ve dünyanın ortasında...
Kalabalıktan örülmüş bir dairedeyiz. El yordamımız, kıpırdayan herşeyi çeperlerinden tanımakla dolduruyor vaktini.
Körlüğü tutkulu bir gayretle bütün vadilere yayıyoruz.
Bütün mutena serinlikleri tek tek kaybediyoruz.
Bu fasit yürüyüşü engellemeye ne niyetimiz yetiyor, ne de gücümüz. Tutsağız; kendi dipsiz kuyularımızda debeleniyoruz.
Tutsağız; kalabalık bir dairede hiçbir şey görmeden dönüyoruz.
Yanyanayız.
Yakında.
Ve en uzaktayız.
Hangi seçenek, kireç beyazı duvarlara sinen genç kız bakışlarından merak pırıltılarını silebilir?
Hangi seçenek, doruklarda konaklayan münzevi hikmet kırıntılarını şehir merkezlerine çıkarabilir?
Hangi seçenek, viran olmuş konaklardan o insani çınlamayı eksiltebilir?
Hangi seçenek, yapı ustalarına ruhlara bir kat daha ekleme becerisini bağışlayabilir?