´´Bayanlar, baylar! Çoğunuz da birçok kere dışa vurulamamış derin kederler yüzünden kırmızı ya da beyaz pekçok şarap içmiş ve karlı kazalı bir gecenin sonunda isyanı, kederi, korkuyu, utanç ve ´kör talihi´ tutuklatmak için nereye başvuracağınızı bilemez duruma gelmiş olabilirsiniz.
Aaa, ama hayır! Buraya onu karıştırmayın, demiş kızları da. Şark Yıldızı Şarkta kaldı. Bizim çok şarap içtiğimiz gece çok özel ölülerimiz vardı.
Kim bilebilir ki? Kimsenin bilmesi gerekmiyor.
´Garson! Şu benim beyaz şarap lütfen!...´´
Kısa, yoğun, uğultulu, sarsan, soran, anlatan, şaşırtan bir roman. Büyük bir orkestra değil, birkaç yaylı çalıyor, usulca. Deniz mağaralarından gelen derin uğultular gibi.