1954 yazında Sun'ın patronu Sam Philipps Bana Siyahlar gibi şarkı söyleyen bir Beyaz verin, bir milyon dolar kazanayım. diyordu. Bu Beyaz, hafif uzun saçları, hırpani kılığı, serseri sırıtışıyla yufka yürekli asi Elvis'ti: Kabuk sert gibi görünüyordu, ama içi yumuşaktı. Elvis'in yolundan giden Rock'n'roll sert kabuğunu korurken Rythm'n'Blues'dan Punk'a yolculuğunda gitgide içini de sertleştirdi. Bir tarafta da kendi endüstrisini oluşturdu. Bu endüstri bir süre sonra Rock müziği cilaladı, çarkları altında sertliğini, sivriliğini perdahladı, törpüledi ama Rock öyle ya da böyle çağımıza damgasını vurdu. Alain Dister'in kaleme aldığı Rock Çağı adlı kitap birbirinden mükemmel, tarihi belge niteliğindeki fotoğraflarları ve tanıklıklarıyla Yapı Kredi Yayınları Genel Kültür Dizisinden çıktı. Alain Dister, Elvis'ten Beatles'a, Rolling Stones'tan Nirvana'ya tüm bu sancılı doğumu, durdurulamaz yükselişi ve önlenemez düşüşü tüm siyasal, sosyal, ekonomik yönleriyle analiz ediyor. Bu kitapta Rock müziğin kökenlerinden günümüze kadar olan gelişiminin, gündelik hayatla etkileşiminin sancılı ve sıradışı öyküsünü bulacaksınız.
Tadımlık
Ağustos 1945. İkinci Dünya Savaşı Hiroşima'nın üzerinde çakan şimşekle sona ermişti. Amerikan askerleri barış ve huzur özlemi içinde evlerine dönüyorlardı. Ama eski değerler can çekişiyordu. Gençler Siyah şarkıcıların alaycılığını ve canlılığını yetişkinler dünyasının köhnemiş ritimlerine tercih ediyorlardı. Utangaç bir oğlan onları taklit etmeye çalışıyordu. Bu oğlanın adı Elvis Presley'di.