Alevi bahsi, Türkiye´de her zaman güncelliğini korumuş ise de, son zamanlarda daha bir canlılık kazandı ve dikkatleri sıkça çeken temel konulardan biri oldu. Çünkü milli birliğimizle oynamak isteyen güçler için, istismara, tahrike, kargaşa çıkarmaya elverişli bir mahiyet taşımaktadır. Geçmişte daima gündemde tutulması da, tesadüf olmayıp, kasıtlıdır: Şer güçler, İstedikleri zaman diledikleri şekilde kullanıp tasarruf edecekleri aktif bir sermayeyi yedekte canlı bulundurmak istemişlerdir. Yakın tarihimizde cereyan eden Maraş, Sivas, Gaziosmanpaşa vak´aları bu hususun delilleridir. Memleketimizin en can alıcı meselelerine el atıp çözüm bulmaya çalışan Bediüzzaman gibi bir zatın da Alevilik meselesini gündeme alıp, tarihi yarayı tedavi etmek istikametinde yapıcı çareler, müsbet yaklaşımlar göstermesi, kendi ifadesiyle Alevileri başka fena cereyanlara kaptırmamak ve müfrit Rafizilik ve siyasi Bektaşilikten bir derece muhafaza etmek için bir şeyler yapması gerekirdi. Bu çalışma, Sünni-Alevi meselesinin gerçek yönüyle anlaşılıp, İslam kardeşliğinin ve milli birliğimizin tahakkukuna katkıda bulunmayı amaçlıyor.