Beni o büyük çocuklar karşısında koruyan diyemem ama, hiç olmazsa teselli eden bir kız vardı: Polika! Kasabaya taşındığımız gün gavur diye horladığım için bana darılmasının ardından artık çok zaman geçmişti. Aramızda sarsılmaz bir dostluk kurulmuş, adeta ayrılmaz ikili olmuştuk. Nasıl bir kızdı polika? Kara saçlı, kara gözlü, hafiften esmer tenli, kah mahmur bakışlı, kah kahraman duruşlu, bazen delişmem ve bazen uysal, garip bir Rum dilberiydi. Kasabamız düşman işgaline uğradığında şehvet düşkünü palikaryalara nasıl diş bilediğini görmeliydiniz.