Roy Mottahedehin yayınlandığında büyük ilgi uyandıran bu yapıtı, İranın ikibinyıl öncesine dayanan tarihiyle birlikte biçimlenen özgün kültürü, modernlik öncesinden günümüze uzanan çalkantılı toplumsal değişimi ele alıyor.
Harvard Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Merkezinin başkanlığını yapmakta olan pröfesör Mottahedeh kitabında, geleneksel Şii bilimlerinin okutulduğu Kum Medresesinde eğitim gördükten sonra laik eğitime merak salarak, molla ve ayetullahların çevresinden ayrılan bir mollanın portresinden kalkıp, felsefenin, mantığın, dinbiliminin, sosyalbilimlerin, edebiyatın, şiirin ve siyasi düşüncenin derinliklerine uzanan geniş bir tablo yaratıyor.
Kendi deyimiyle bu tablo; henüz geride bıraktığımız 20. yüzyılın sonlarında yaşanan dinsel taşkınlıklarla dinin politikada rol almak isteyişinin, diğer yanıyla da birkaç kuşak milliyetcilik, batılılaşma ve sosyalizmin yarattığı düş kırıklığı karşısında eski köklü değerlere geri dönmeye itilen Üçüncü Dünyanın öyküsü. Ama en başta da 11.yüzyıl Kaşgarlı Mahmudun Tatsız Türk bolmaz, başsız börk olmaz diyerek giyecek baş olmadan başlık olmayacağı gibi Farssız Türk olmaz diye tarihsel bağlarımızı açıkladığı İranın öyküsü.
Dilimize Ruşen Sezerin özenli çevirisiyle kazandırılan kitabın Türkçe baskısına yazdığı önsözü yazar, Türkler ve İranlılar hakkında özdeyiş gibi bir tümceyle noktalıyor: Türkler ve İranlılar birbirlerinin gölgesinde, sâyesinde yaşar