Konuşamıyordu.
Sesine ne denli tatlı, sakin bir ton vermeye çalışırsa çasışsın odayı dolduran hüznü, geçmişe ait ikisinin de beyninde uçuşan imgeleri, çağrışımları dağıtacağını biliyordu.
- Sanki içimdeki kelebek uçup gitti.
- Böyle düşünmemelisin. Aslında herkes içindeki kelebeği uçurmanın peşinde. Ya içinde hep bir kurt olarak kalsaydı. Kendine şaştı. Bu söz de nerden çıkmıştı. Düşündü. Kendisine ait değildi. Mutlaka bir romanda okumuşumdur. Ne de çok alışmıştı, roman kahramanlarıyla yaşamaya. Bazen bir görüntünün, bir sözün karşısında şaşakalırdı: kendisine mi aitti yoksa romanlardan mıydı? Gerçekle kurgu çoğu zaman iç içe geçiyor ve birbirini dönüştürüyordu.
Kalktı.
Pencerenin önünde durdu.
Güneş yüzüne vuruyordu.
Ayrılık üzerine sözler aradı.
Küçük insanların büyük dünyası yine Cemal Şakarın bu kitapta toplanan öykülerinde keşfinizi bekliyor