21 Şubat 1994`de Tahran`ın bir meydanında elindeki benzin bidonunu üzerine boşaltan orta yaşlı kadının kibriti çakmadan önceki son sözleri Kahrolsun Diktatörlük!, Yaşasın Özgürlük!, Yaşasın İran oldu. Ardından alev alan bedeni hastaneye kaldırdı ama o gece sn nefesini verdi.
Bu kadın tesettüre girmediği için Tahran Üniversitesi Tıp Fakültesi`nden uzaklaştırılan İran`ın en ünlü çocuk psikiyatrisi Homa Darabi idi. İran`dan sonra ABD`de de okumuş ve Amerika Nöroloji ve Psikiyatri Kurulu`na kabul edilen ilk İranlı olmuştu. Zihinsel özürlü çocuklar için İran`da ilk kliniği kurmuştu.
Üniversitedeki öğrencilik yıllarından itibaren toplumsal mücadelenin içinde yer alan Homa Darabi, Şah döneminde tutuklanmıştı. Sİyasi özgürlükler ve özel olarak da kadın hakları için mücadelesini yaşamı boyunca sürdürdü.
ABD`de rahatça yaşama olanağı vardı ama o ülkesine duyduğu özlem ve içinden çıktığı toplum için bir şeyler yapma isteğiyle İran`da yaşamayı ve mücadele etmeyi tercih erri. Şah`ın diktatörlüğüne karşı Humeyni`nin İran`a daha demokratik bir rejim getireceğini ummuştu. Ama yanıldığını kısa zamanda anladı. Mollaların diktatörlüğüne karşı da mücadeleden vazgeçmedi, en sonunda kendini ateşe vermek pahasına da olsa....
ABD`de yaşayan kız kardeşi Parvin Darabi ve oğlu tarafından kaleme alınan bu kitap, bu olağanüstü kadının yaşam öyküsünü anlatırken aynı zamanda 1960`lardan bugüne İran`ın siyasal ve toplumsal tarihinden de ilginç kesitler sunuyor.
Türkiye`de İran üzerine çok konuşulup aslında az şey bilindiği dikkate alınacak olursa, bir yaşam öyküsü olmaktan ileri gidiyor Peşeye Öfke...