İlkeli siyaset, kimlik, ahlâk, sorumluluk... postmodern dönemin umacıları. Gün, sorumluluk almamanın, bağlanmamanın, parçalı kimliklerin, plastik cinselliğin ve tüketicilerin gün! Madem ki siyaset agoralardan silinip oy sandıklarına hepsedildi; modernliğin toplama kamplarında biteremediği Öteki, evin, mahallenin, kentin dışına püskürtüldü; hayat artık doğumla başlayıp ölümle sona eren bir süreklilik olmaktan çıkıp hesaplanabilir ve sürdürülebilir parçalara bölündü... öyleyse artık evlerimizin sıkıca kilitlenmiş kapıları ardanda da olsa, güvendeyiz demektir: Yabancı ve dolayısıyla belirsiz olan her şeyden zamansal ve mekansal uzaklık; Öteki için sorumluluk almayı gerektiren varoluş biçimlerinin reddi; bütün düzenlemlerin yakınlaşma ve bağlanma olasılığını dışlayacak şekilde tüketici lehine yapılması; yalnızca ve yalnızca şimdiyi yaşama, geçmişten bağımsız olma ve gelecek için taahhüt altına girmeme garantisi... En önemlisi de, iyi ile kötü arasında seçim yapma ve ahlâki kararlar alma yükümlülüğünden kaçış imkânı...