Budizm, felsefe itibariyle kolay anlaşılır bir sistem olmakla beraber ahlak bakımından daha çok şümullüdür. Vallée Poussin in Cambridge de verdiği bir konferansta: Budizm bir disiplindir. demiştir ki, çok doğrudur. Çünkü Budizm yalnız eskiden tasfiye edilmiş bir din hissinin tezahürlerinden ibaret değildir. O, siyaset ve an ane üzerinde çok müessir olmuş bir reformdur. Budist bir ahlak, bir metafizik, bir mantık, bir sanat mevcuttur. Orta Asya medeniyetleri de Budist bir düşüncenin mahsülleridir ve muhakkak ki Buddha insanlık tarihinde çok mühim bir rol oynamıştır. Bugün bile yirmi beş asırlık bir eskiliğe rağmen ne gözden düşmüş ne de inhitata mahkum bir hale gelmişdir. Onun hayatiyeti, kainatı irfan bakışı ile seyretmeye alışık olan herkesin nazar-ı dikkatini çekmektedir. İktisadi rekabetlerin, sivil harplerin, ırk düşmanlıklarının üstünde, Budizm daima bir sulh ve sükun prensibi ve birlik sembolu olarak kalmıştır.