Kadın erkek ilişkileri ve kadınlığın görünen/görünmeyen bütün durumları, iktidar-egemenlik ilişkileri ile mutlaka bağlantılıdır. Kadını, bedeninden başlayarak, erkeğin karşısında düşük, aşağı ve bağımlı konuma yerleştiren her iktidar ilişkisi ise egemenden yana işleyen bir güç ilişkisidir. Bu tür bir ilişki kadının kendisiyle ilgili hiçbir kararı kendisinin almaması gibi bir sonucu doğurur.
Tek parti dönemi, toplumsal cinsiyet anlayışı ve kurgulaması açısından, Türkiye'de kadının önünde bulunan imkânsızlıkların oluşturduğu ve tüm zamanlar için geçerli kılınmasının sağlandığı ve kadınların erkek oligarşisini hiçbir kurum ve kuruluşta yıkamamalarının temellerinin atıldığı bir dönemdir diyebiliriz.